NATO Genel Sekreteri Stoltenberg : İade Konusunda Kararı İsveç Ve Finlandiya Verir!

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, Türkiye’nin teröristlerin iadesi talebiyle ilgili kararı Finlandiya ve İsveç mahkemelerinin vereceğini belirterek bu iki ülkenin hukuk devleti olduğuna vurgu yaptı…

Türkiye’nin, NATO üyeliği için başvururan İsveç ve Finlandiya’ya terör şüphelilerini iade etme şartı getirmesini değerlendiren NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg,iade kararları için her iki ülkedeki mahkemeleri işaret etti.

Türkiye’nin, NATO üyeliği için başvuran İsveç ve Finlandiya’ya terör şüphelilerini iade etme şartı getirmesini değerlendiren NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, iade kararları için her iki ülkedeki mahkemeleri işaret etti.

Terör şüphelilerinin iade edilip edilmemesine her iki İskandinav ülkesindeki mahkemeler tarafından karar verilmesi gerektiğini vurgulayan Stoltenberg, “Finlandiya ve İsveç hukuk devletleridir” diye konuştu.

İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılma talebiyle ilgili de konuşan Stoltenberg, 23 üye devletin 30’unun bu talebi onayladığını belirterek, “Diğer yedi müttefikin de aynısını yapmasını bekliyorum” ifadesini kullandı.

Stoltenberg, NATO üyesi ülkelerin Rus işgaline karşı savaşan Ukrayna’ya uzun vadede daha fazla silah ve teçhizat sağlamak için silah şirketleriyle yakın temas halinde olduğunu da açıkladı. NATO Genel Sekreteri, “Çok fazla destek veriyoruz, ancak daha fazlasını yapmalı ve uzun vadede daha fazla hazırlıklı olmalıyız. Bu nedenle, şimdi daha çeşitli mühimmat, silah ve teçhizat üretmek ve tedarik etmek için savunma sanayisi ile yakın temas halindeyiz ve yakın bir şekilde çalışıyoruz” diye konuştu.

Son aylarda ABD ve diğer Batılı ülkeler Ukrayna’ya daha gelişmiş konvansiyonel silahlar tedarik etmeye başlamıştı.

Ukrayna’ya sağlanan silahlar arasında daha uzun menzilli ve daha hassas Himars tipi yüksek mobil roket fırlatma sistemleri de bulunuyor.

Stoltenberg, Ukrayna’ya ne yapması gerektiğini anlatmanın kendine düşmediğini belirterek, kendisinin ve NATO’nun görevinin Ukrayna’yı güçlendirmek ve böylece kabul edilebilir bir çözüm olasılığını artırmak olduğunu sözlerine ekledi…